TEKNOLOJİ KULLANIMINDA BİLİNÇLİ OLMAK ÖNEMLİ
16 Temmuz 2020

Teknoloji ve internetin yoğun kullanımı sayesinde her konudaki veri akışının dünyayı küçük bir köye çevirdiğini belirten Denizli İl Sağlık Müdürü Uz. Dr. Berna Öztürk, bu sık ve yaygın kullanımdan kaynaklı birçok problem türediğini, bunların en başında teknoloji bağımlılığı geldiğini söyledi.

Bütün ülkeleri gezmek, bütün kültürleri tanımak, yurtdışından alış veriş yapmak, dünyanın öbür ucunda yaşayan sevdiklerimizle anında görüşmek, banka işlemlerimizi saniyesinde yapmak gibi bir zamanlar hayal edilemeyen birçok şeyin artık parmaklarımızın ucunda olduğunu dile getiren Öztürk, şöyle konuştu: “Tek ihtiyacımız olan biraz teknoloji ve internet. Bilimsel gelişmeler ve teknoloji sayesinde farklı kültürlerde yaşayan insanlar tanışıyor, sağlıktan ticarete, turizmden akademiye kadar tüm kurumlarda işbirliği hızlı sağlanıyor. Kısacası bilim ve teknoloji, günümüz insan hayatının vazgeçilmezleri arasında yerini aldı. Yaşam standardımızı yükseltirken, üretim süreçlerinde olumlu rol oynadı. Fakat özellikle teknoloji ve internetin çok sık ve yoğun kullanımından kaynaklanan problemler de türedi. Bireylerde, okul çağındaki çocuk ve gençlerde oldukça sık görülen problemli internet/bilgisayar kullanımı, sosyal ilişkilerinin olumsuz yönde etkilenmesine, aile bağlarının zayıflamasına neden olmakta; akademik başarılarını veya iş başarılarını da düşürebilmektedir. Hatta yapılan araştırmalar toplumsal duyarsızlığı artırdığı, mahremiyet sınırlarını zedelediği ve kişilik yapısında olumsuz etkileri olduğunu ortaya koydu” dedi.

Öztürk, teknolojinin ve internetin bu olumsuz etkilerini azaltmak için akıllı kullanıcı olmayı becerebilmek gerektiğini vurgulayarak “Nasıl ki gerçek dünyanın uyulması gereken kuralları ve sorumlulukları varsa internet diye adlandırılan sanal dünyada da uyulması gereken kurallar ve sorumluluklar vardır. Bu konuda akıllı kullanıcılık ile ilgili farkındalık oluşturulmalıdır. Gerçek dünya ile sanal dünya arasında ahenk sağlanmalı ve özellikle teknoloji ile internetin kullanımına insani sınırlar çekilmelidir” diye konuştu.

“Teknoloji Kullanımında Amaç Belirlemek, Bağımlılığı Önleyebilir”
Ailelere ve gençlere internet kullanımına ilişkin bazı önerilerde de bulunan Öztürk, şunları söyledi: “-Çocuklar ve gençler interneti hangi amaçla ne kadar süre için ve nasıl faydalanmaları gerektiğini öğrenmeli, kullanmadan önce bir amaç belirlemelidir.
- Bazı günler ve ya belirli saatlerde internette daha uzun süre geçiriliyorsa bunun niçin böyle olduğunu kendine sormalıdır. Aynı zaman diliminde hangi sosyal faaliyet bu açığı kapatırdı üzerine düşünülmelidir.
-Bireyler internet kullanımının ne kadar süre olacağını kendisine hatırlatacak bir alarm sistemi oluşturmalıdır.
- Şu an internette geçirilen zamanda dışarıda nelerin kaçırıldığı ve ya neler yapılabileceği üzerine bir liste hazırlanarak farkındalık artırma çalışmaları yapılabilir. 
-Bilgisayar evin ortak kullanım alanlarından (oturma odası, mutfak vb.) birine kurulmalıdır. Denetim ve uyarı için bu önemli bir kuraldır.
-Çocuklar ve gençler için sorun teşkil edebilecek internet uygulamalarının (savaş oyunları, şiddet içerikli oyunlar, uygunsuz siteler vb.) kullanımı engellenmelidir.
-Aileler çocuklarıyla okul ve ders başarısının ötesinde sohbet edecek başka konular bulmalıdır. Onları hoşlandıkları, ilgi duydukları konulardan bahsetmeye; kaygı ve sorunlarını konuşmaya, paylaşmaya teşvik etmelidir.
-Çocukların ve gençlerin, arkadaşlarına ve sosyal ortamlara daha fazla zaman ayırmaları desteklenerek özendirilmelidir.
-Çocuklar ve gençler, aileleriyle birlikte ortak hobiler geliştirmeleri için teşvik edilmelidir. Ev içerisinde sorumluluk ve görevler verilmelidir. Aile de yaşanan sorunların çözümüne katkı sunması sağlanarak aidiyet duygusu geliştirilmelidir.
Unutulmamalıdır ki gerçek hayatta mutluluk–mutsuzluk dengesini kuramayanlar, sanal hayatlarda sahte mutluluk arayışa girerler. Gerçek dünyamızı yaşanılabilir kıldıkça sanal hayatlardan ve arayışlardan uzaklaşılır. Tüm güzelliği-çirkinliği; iyiliği-kötülüğü ve bütün çelişkileriyle hayat sokakta. Bir bilgisayar camına değil, pencere camından gerçek dünyaya bakılması dileğiyle” dedi.