Denizli İl Sağlık Müdürlüğümüz Diyetisyeni Tuba Sözer, ramazan ayı boyunca beslenme düzeninin değişmesi ve günlük öğün sayısının azalmasından sonra kişilerde bayram ve sonrasında daha fazla yemek yeme eğilimi olduğunu ifade ederek ramazan ayı sonrası beslenmenin nasıl olması gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu.
Ramazan dolayısı ile beslenme düzeninde meydana gelen değişikliklerin; Ramazan Bayramı’nda öğün sayısının artmasına ve daha fazla yemek yeme istediğinin oluşmasına sebep olabildiğini ifade eden Diyetisyen Tuba Sözer, tekrar değişen yeme düzeni ile kişilerin bazı sindirim sistemi rahatsızlıkları ile karşılaşabileceklerini belirtti. Sözer: “Geleneksel olarak bayramda şeker, çikolata, özellikle hamur işleri (baklava, börek vb.) gibi gıdalar kan şekerini hızla yükselten ve enerji içeriği yüksek gıdalardır. Ramazan ayında gün içinde besin tüketmemeye alışmışken bayramda birdenbire bu gıdaların sık ve çok tüketilmesi sindirim sistemi problemlerine ve kan şekerinin hızlı yükselmesine sebep olarak çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir. Bu nedenle bayram süresince besin tüketimimize dikkat edilmeli, aşırıya kaçılmamalı, yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.
Bayram ve Bayram Sonrası Sağlıklı Beslenme Önerileri
Sözer, bayram süresince yeterli ve dengeli beslenmek için, sağlıklı beslenme tabağında yer alan beş temel besin grubunda bulunan besinlerden (süt ve süt ürünleri, et-yumurta-kurubaklagiller ile yağlı tohumlar, sebzeler, meyveler, ekmek ve tahıllar) yeterli miktarlarda tüketilmesi gerektiğini vurguladı ve şöyle devam etti: “Ayrıca ramazan ayının sonlanması ile tüketilecek yiyeceklerin miktarı da aniden arttırılmamalıdır. Öğün sayısında ve ara öğünlerde dikkatli olunmalıdır. Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalı, kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler tercih edilmemelidir. Domates, salatalık, maydanoz, taze biber vb. çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az tuzlu peynir, haşlanmış yumurta tercih edilmelidir. Sucuk, salam, sosis vb. yağlı besinlerden, börek vb. hamur işi gıdalardan sakınılmalıdır. Ekmek olarak da tam tahıl ekmeklerinin tercih edilmesi kan şekerini kontrol altında tutar ve tokluk hissi verir. Özellikle bayramda tatlı tüketimi çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine küçük porsiyonlar halinde sütlü tatlılar, taze veya az miktarda kuru meyveler tercih edilmelidir. Ramazan ayı boyunca su ve sıvı tüketimin azalmasından dolayı vücutta oluşabilen sıvı kaybının yerine konması için ise günde en az 2-2,5 litre sıvı alınmalı; sıvı tüketimini artırmak amacıyla su, ayran, az şekerli limonata, az şekerli/şekersiz komposto/hoşaf gibi sıvı gıdalar gün içinde tüketilmelidir. Yine diyabet, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olanlar uyguladıkları diyete bayram süresince de özen göstermelidirler. Tüm bireyler özellikle de yaşlı ve tansiyon hastası olanlar çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek içecekleri gün boyu fazla miktarda tüketmemelidirler” dedi.
Ramazan boyunca gece kalkıp sahur yemeği yemenin, ramazandan sonra da gece yeme alışkanlığı şeklinde sürdürülmemesini dile getiren Sözer, bayram süreci ile birlikte kişilerin uyku düzeninin ramazan öncesi düzenlerine dönmesi gerektiğini böylece gece yeme alışkanlığının önüne geçilebileceğini söyledi. Sözer, son olarak ramazan ayı boyunca enerji harcamamak için azaltılan fiziksel aktivitenin bu dönemin sonlanmasıyla birlikte arttırılması, evde kalındığı süre içerisinde de evde fiziksel aktivite uygulamalarının yararlı olacağını sözlerine ekledi.