Tüberküloz hava yolu ile bulaşan, başta akciğerler olmak üzere tüm organları tutabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen halen dünyanın en ölümcül enfeksiyon hastalığı olmaya devam etmektedir.
Tüberkülozun sağlık, sosyal ve ekonomik yıkıcı sonuçlarını önlemek, kamuoyunda farkındalığı artırmak ve küresel hastalık salgınını sona erdirmek amacıyla Robert Koch tarafından tüberkülozun etkeni Mycobacterium tuberculosis basilinin keşfedildiği gün olan 24 Mart 1882 günü, her yıl 24 Mart “Dünya Tüberküloz Günü” olarak anılmaktadır.Böylece hastalığın teşhis ve tedavisinde çığır açılmıştır
Ülkemizde başarı ile yürütülen Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı sayesinde her yıl hasta sayısında azalma gözlenmektedir. Türkiye’de 2005 yılında 20.535 olan tüberküloz hasta sayısı 2020 yılında 8.925’e, hastalık insidansı yüz binde 29,4’den yüz binde 10,6’ya düşmüştür. Denizli 2020 yılı Tüberküloz hasta insidansı yüz binde 6.5’tur.
Bakanlığımız tüberküloz kontrol çalışmalarını ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içerisinde, kamunun yanı sıra özel sektör, sivil toplum örgütleri ve gönüllü kuruluşlarla birlikte yürütmekte ve tüberküloz eliminasyonunu hedefleyecek şekilde güçlendirerek sürdürmektedir.
Verem mikrobunu öldüren ilaçlar 1940’lı yıllarda bulunmuştur. Bu ilaçlarla tüberküloz tedavisinde etkili rejimler oluşturulmuştur. Tüberküloz kontrolü için en etkili uygulamalar on yıllar içinde geliştirilmiştir. Günümüzde, tüm tüberküloz hastalarına erken tanı koymak ve başarı ile tedavi etmek en önemli verem savaşı uygulamasıdır. Tüberküloz tedavisi hızla mikropları temizler ve hastayı iyileştirir. Var olan mikropları temizlemede çok etkili olduğu için hastalığın tekrarlamasını da önler. Bu sayede, hastaların iyileşmesi, ölümlerin önlenmesi, normal yaşamlarına dönmeleri mümkün olmaktadır. Bunun yanında verem mikrobunun kaynağı kurutulduğu için bulaşması da önlenmektedir.
Verem hastalığı, kalıtsal değil bulaşıcı bir hastalıktır. Hastaların öksürme ve hapşırmaları sırasında etrafa saçtıkları verem mikroplarının sağlam kişiler tarafından solunması ile bulaşır. Ülkemizde verem hastalığının teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır.Tedavi süreci en az 6 ay süren bu hastalıkta düzenli ve eksiksiz ilaç kullanımı büyük önem arz etmektedir.İlaç tedavisine başlandıktan 15-20 gün sonra bulaştırıcılık büyük oranda azalmakta, tedavisini önerilen sürede eksiksiz şekilde kullanan hastalar yüzde yüze yakın oranda şifa bulmaktadır.
Bireyin ve dolayısıyla toplumun tüberküloz hastalığından korunmasında en önemli husus, tüberküloz hastalarına erken tanı konması ve en kısa sürede tedaviye başlanmasıdır. Bu nedenle iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi şikâyetleri olan vatandaşlarımızın verem açısından kontrollerinin yapılabilmesi için verem savaşı dispanserine ya da bir sağlık kuruluşuna derhal müracaat etmesi gerekmektedir.
Denizli’de 2021 yılında 63 yeni tüberküloz hastası saptanmış olup 2020’den devreden 30 tedavideki hastalarla birlikte toplam 93 hastanın takibi yapılmıştır.
2020 yılında Türkiye’de tüberküloz insidansı yüz binde 10.6, Denizli’de tüberküloz insidansı yüz binde 6,5’tur.
Hedefimiz Veremsiz Bir Türkiye! Veremsiz Bir Denizli